Sayfalar

13 Mayıs 2011 Cuma

K harfiyle başlıyan hayvanlar

Kaplan ; Postları Her kaplanın postundaki ve yanaklarındaki çizgiler ile kaşları, insanların parmak izleri gibidir. Nasıl parmak izi her kişide farklı şekillere sahipse ve ayırt edici oluyorsa aynı şekilde kaplanlardaki çizgiler de sadece tek bir tanesine özeldir.

Kaplumba ; Su kaplumbağaları, yumurtalarını bırakmak için sahile çıktıklarında, tuzlu gözyaşı dökerler. Bunun sebebi, gözlerinin kenarındaki bezlerden vücutlarındaki fazla tuzun atılmasını sağlamaktır. Kaplumbağalar denizde yüzerlerken tuzlu su içerler ve vücutlarındaki fazla tuzdan kurtulmaları gerekmektedir.

Karınca ; Karıncalar yaprak bitlerini evcilleştirirler. Yaprak bitlerinin salgıları ile beslenen karıncalar, onların her türlü bakımları ile ilgilenirler. Onları düşmanlarına karşı korurlar. Örneğin uğur böcekleri ve eşek arılarının yaprak bitlerinin yakınına bıraktıkları yumurtalarını yerler. Yaprak bitleri de bu bakımın karşılığı olarak karıncaların ihtiyaç duydukları sıvıyı almalarına izin verirler


Kedi ; Kediler karanlıkta çok iyi görebilen canlılardandır. Bunu sağlayan, kedilerin gözlerinin arkasynda bulunan ve gözlerine gelen her ışını çift görmelerini sağlayan özel bir yansıtıcı yüzeydir.
Kedilerin gözlerinde karanlıkta görmelerini kolaylaştıran yansıtıcı bir yüzey vardır. Bu özel yapı sayesinde kediler gece zifiri karanlıkta bile rahatlıkla hareket ederler.

Kelebek; Kelebeklerin de diğer böceklerde olduğu gibi vücutlarının dışını çevreleyen bir iskeletleri vardır. Bu dış iskelet yumuşak dokuya bağlı olan sert tabakalardan oluşur ve zırhlı bir elbiseye benzer. Bu sert tabaka "kitin" denen bir maddeden oluşmaktadır. Bu tabakanın oluşumu son derece ilginç bir süreç sonucunda gerçekleşir. Bilindiği gibi kelebek tırtılları oldukça detaylı bir metamorfoz süreci geçirir. Tırtıl öncelikle bir pupa olur, daha sonra pupa bir kelebeğe dönüşür. Bu değişim süreçleri boyunca kanatlarda, duyargalarda, bacaklarda ve diğer organlarda küçük değişiklikler meydana gelir. Uçuş kasları, kanatlar gibi farklı merkezlerdeki hücreler de değişimin her aşamasında kendilerini tekrar düzenler. Bundan başka bu değişimlerle birlikte vücuttaki hemen hemen her sistem de -sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve solunum sistemi gibi- değişim geçirir.

Kipi; Çöl oklu kirpisi aslanları bile öldüren savaş taktikleri kullanır. Aslan saldırdığında kirpi hızla kaçar, fakat uygun bir yerde aniden durarak, vücudunun arka kısmını hafifçe kaldırıp oklarını aslana yöneltir. Eğer aslan dişleriyle ısırarak kirpiyi yakalamaya çalışırsa, kirpinin okları ağzına ve yanaklarına batarak, iyileşmesi olanaksız yaralar açar. Aslan hiçbir şey yiyemez hale gelir ve bir süre sonra da ölür.

Kartal;
Kartallar her üç saatte bir yumurtaları kabuklarına yapışmasınlar diye çevirirler.

 Kurbağ; Allah yarattığı canlılara çoğu zaman çok ilginç özellikler verir. Alışılmadık hareketler yapan bu canlılardan bir tanesi de Borneo ve Sumatra'nın balta girmemiş ormanlarında yaşayan ilginç bir kurbağa türüdür. Zayıf bacakları ve parmaklarının arasında perde olan bu küçük ağaç kurbağasının en önemli özelliği, perdeli ayaklarını kullanarak süzülerek uçabilmesidir. Ağaçların üstünden uçarken, inişini yavaşlatmak istediğinde ayaklarını 4 adet paraşüt gibi kullanır. Ayak parmakları arasındaki ağları genişleterek, vücut yüzeyini neredeyse iki katına çıkartır. Uçan kurbağalar bir ağacın üzerine inmeden önce 12 metre kadar havada süzülebilmektedirler. Hatta, bacaklarını hareket ettirerek ve perde ayaklarının şeklini değiştirerek yönlerini de ayarlayabilmektedirler.
Kuşlar ;Bazı yetişkin kuşlar, yavrularını önceden sindirdikleri besinlerle beslerler. Örneğin güvercinler kursaklarında yağ ve protein yönünden çok zengin bir madde olan ve "güvercin sütü" adı verilen özel bir salgı üretirler. Memelilerin sütünden farklı olarak bu süt hem anne hem de baba tarafından üretilir. Birçok kuş buna benzer besinleri yavruları için hazırlarlar. Tüy değiştirme zamanı kuşlar için çok büyük bir tehlike oluşturur. Çünkü, bu dönemde uçuş kabiliyetlerini geçici olarak kaybederler. Bu dönemde özellikle buz ördekleri ilginç avlanma tekniğine sahip olan yırtıcı martılara karşı tetiktedirler. Çünkü martılar, buz ördeklerini aralıksız hava saldırılarıyla devamlı olarak suya dalmaya zorlarlar. Bunu, ördekler nefessiz ve çaresiz bir şekilde su yüzeyine çıkıncaya kadar sürdürürler. Daha sonra kafalarına bir gaga darbesi indirerek onları avlarlar. Fakat bu mücadeleden her zaman galip ayrılan taraf martılar olmaz. Buz ördeklerinin de kendilerine has korunma mekanizmaları vardır. Gökyüzünde bir martının görülmesi halinde, ördekler hemen büyük gruplar halinde kümeleşirler. Böylece martının çok sayıda dalıp çıkan ördekler arasından herhangi bir tanesini yoruluncaya kadar takip etmesi imkansız hale gelir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder